Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'deki uluslararası
basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda önemli mesajlar verdi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
(S-400 alımı) S-400 işi bitti, temmuzun ilk bölümünde gelecek. Öyle zannediyorum ki önümüzdeki ayin ilk 15'’inde falan teslimatlar başlayacaktır. Bunların teslimatları başladığı andan itibaren nerelere yerleştirileceği TSK'mız tarafından belirlenmiştir. Yerleştirmek suretiyle süreci devam ettireceğiz.
(S-400 alımı sonrası yaptırım ihtimali) ABD'nin herhangi NATO üyesini çıkarma yetkisi yoktur. İkincisi tam aksine
biz bir NATO ülkesi olarak ABD’nin bu yaptırımlar konusunda çok daha hassas davranması gerekir. Çünkü şu anda NATO’nun en önemli üyesi ve gerek bütün edinimlerini yerine getirme noktasında en güçlü ülkesi ordusu itibariyle en güçlü ülkesi ve NATO içindeki bütün uygulamalarıyla NATO'nun bu kadar dayanışmacı ülkesini yaptırımlara tabi tuttuğu
zaman ABD’nin bunu çok iyi düşünmesi lazım. Bizim de kendimize has karşı yaptırımlarımız olacaktır. Bizim Sayın Trump’la ilşkilerimiz farklı ama altındaki kişilerle ilişilerimiz çok çok farklı. Ben bu tür yaptırımların olacağına hiç ihtimal vermiyorum. Obama döneminden beri istedik ama vermediler. Şimdi
ABD bize Patriot'ları vermeyecek, ben bir savunma olarak
kendi savunmamı halletmeyecek miyim? Bunun için heralde bekleyecek halimiz yok. Çünkü etrafımızda da tehdit unsurları var.
Rusya ile uygun şartlarda almış bulunuyoruz ve ben Sayın Trump'a da söyledim eğer siz aynı şartlarda veriyorsanız, sizden de ayrıca alabiliriz dedik.
(Türkiye'ye yönelik yaptırım tehdidi) Trump'la Japonya'daki G20 zirvesindeki görüşmede aynı düşüncelerimi yine söyleyeceğim. Türkiye için böyle bir yaptırımı siz uygun buluyor musunuz diyeceğim, inanıyorum ki bulmuyorum diyecek. O
zaman da ben sizden gereğini rica ediyorum diyeceğim bu kadar basit. Madem dostuz stratejik ortağız.
ABD ile F-35 anlaşmazlığında uluslararası mahkemelere başvururuz. F-35’ler olmadığı
zaman dünyanın sonu değil, Türkiye dünyanın değişik ülkelerinden bu tür
savaş uçaklarını temin edebilir. Kaldı ki
biz kendimiz
savaş uçağı üretme noktasındayız bu çalışmalarımızı sürdürerek
biz kendi kendimize yeter hale geleceğiz.
"SEÇİMDEN ÇIKACAK NETİCE KABULÜMÜZ OLACAKTIR"
(Seçim anketleri) Seçim anketlerinde manipülasyon var. Sipariş üzerine yapılıyor. Asıl anket pazar günü yapılacak; sizlere de en ideal neticeyi verecektir. Sizin bir şeyi görmenizi istiyorum. 31 Mart’ta yapılan seçimlerde İstanbul’da AK Parti 39 belediyenin 25’ini almıştır. Bunun yanında Meclis’in kahir ekseriyetini kazanmıştır, komisyonların tamamı AK Parti'dedir. Başkan vekilliklerinin tamamı. Ortada bir topal ördek vardır. Şimdi bir seçime gidiliyor. Pazar günü yapılacak seçimde de netice tüm netliğiyle ortaya çıkacak ve nihai karar o akşam verilecektir. Çıkacak netice bizim zaten kabulümüz olacaktır, sonuçta bu seçim sembolik.
(İmamoğlu'nu Sisi'ye benzetmesi)
CHP benim için ne dedi, 'Erdoğan’ın akıbeti aynen Mursi gibi olacak' dedi. Nitekim şu anda da Mursi'nin ölümü üzerine CHP’nin trolleri maalesef Erdoğan’ın akıbeti de böyle olacak demeye başladılar. Benim pazar günü ile alakalı söylediğim, bu zihniyeti burada ifade etmektir. Dolayısıyla Sisi ve Erdoğan zihniyeti oylanacak.
"İBB'DE YOLSUZLUK VAR DİYORSAN YARGIYA TAŞIRSIN"
(İBB'de israf iddaları) Bu şahsın (Ekrem İmamoğlu) söylediklerinin çoğu yalan. İsrafın olduğu bir İstanbul belediyesinde geldiğimiz noktaya kesinlikle gelinemezdi. Bunların hiçbirini kendisinin ispat etme gücü imkanı yok. Zerre kadar dürüstlüğü varsa eğer israf yolsuzluk varsa, bir kere grevi kötüye kullanmak başlığı altında belediye başkanlarının üstünde Demokles’in kılıcı vardır. Bizim belediyecilik anlayışımızda ne yolsuzluk ne israf olamaz. Bu İstanbul benim görev yaptığım zamanda 8.5milyondu, şu anda 15.5 milyon. Bu kadar yatırımlar yapılıyor. Bunların yapıldığı İstanbul’da 29 milyardan bahsediliyor. Ki bunun 5 milyarı 5 seneye dağılıyor. Varsa yolsuzluk bunun götürüleceği yer neresidir, yargıdır. Partin var. Bunu yargıya taşısın.
(Sayıştay raporu tartışması) Sayıştay açıklama yaptı. Şimdi bu kişi bir defa yalancıdır. Yalancılığını birçok konuda ispat ettik. En son çıktıkları TV programında, önce moderatörle görüşme yapıyor, sonra da aldığı bilgilerle beraber çıkıyor. Programda yan tarafındaki kutular içinde bütün bilgileri taşıyan kartonlar ve soru sorulduğu anda hemen yanındaki kutucuklardan oradan çekiyor. Onu alıyor ve göstermeye başlıyor. Bu dürüstlük değil, tamamen yalana dayalı kampanyayı yürüten kişiyi İstanbul gibi bir yere faydalı olamaz.
Zaten İstanbul’da
Meclis AK Parti'de, 39 belediyenin 25’i AK Parti'de, komisyonların tamamı AK Parti'de, böyle bir şey zaten yapması da bunun mümkün olmayacak. Vatandaşım benim inanıyorum ki bu gerçekleri gördü ve görerek bunun değerlendirmesini buna göre yapacak ve neticesinde Binalı
Yıldırım bey tecrübesi deneyimi, her şeyiyle bu kişiyle mukayese edilmeyecek ağırlıktadır.
"FAİZDE TRUMP'LA DÜŞÜNCELERİMİZ ÖRTÜŞÜYOR"
(Ekonomideki gelişmeler, Merkez Bankası'nın politikaları) Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ifadesi vs. devamlı bunlar kullanılıyor ama şunu çok açık net söyleyim, faiz politikalarına hele hele yüksek faiz politikalarına karşıyım. Karşı olmamın da en önemli sebebi şudur. Yüksek enflasyonun bana göre en önemli sebebi yüksek faizdir. Eğer aşağı çekilmezse enflasyon da kesinlikle aşağı düşmeyecektir. Benim tezim şudur, enflasyonla faiz doğru orantılıdır. Faizi aşağı çekerseniz enflasyon düşer. Yükseltirseniz enflasyon da yükselir. Şu anda Fed'in düşürme kararı ama benim ülkemde
politika faizi 24’lerde böyle bir şey olmaz. Onun için buraya kesin bir çözümü inşallah kısa
zaman içerisinde getireceğiz. Çünkü bu faiz politikasından Türkiye’nin çok dikkatli bir şekilde bir dönüş yapması gerekiyor. Sayın Trump'ın faizin yüksek olduğu ve düşürülmesi gerektiğini söylemesi gibi. Japonya’da nerelerde, İsrail’de nerelerde, AB üyesi ülkelerde biliyorsunuz. Peki bize ne oluyor da böyle yüksek
politika faizleriyle hareket ediyoruz?
Yatırımcıya siz düşük faizle kredi verirseniz, yatırımcı o girişimci ruhunu kullanacaktır. Ama yüksek faiz uygularsanız o girişimci ruhunu kullanamaz. Bunu başardığımız andan itibaren bir yatırım atağı Türkiye’de başlayacaktır, bununla birlikte istihdam da artacaktır, üretim artacak, ihracatımız daha da artacak ve büyüme de gelişmeye başlayacaktır.
Faiz konusunda bizim Sayın Trump'la düşüncelerimiz örtüşüyor. O da düşük faiz diyor. En son Fed'i eleştirdi zannediyorum 10’undaydı ve Fed bize zarar veriyor dedi. Benzer şeyi aynen ben de söylüyorum.
"FAİZ BİZE ZARAR VERİYOR"
Faiz bize zarar veriyor. Benim düşüncem bu ama düşüncemi en yakınındaki arkadaşlarımın birçoğu paylaşmıyor. Gerçek ortada olduğu, enflasyon yükseldiği halde paylaşmayan arkadaşlarım var. Kendilerine bunu yüksek enflasyonla ispatlamış olmamıza rağmen hala bunu savunanlar var Ama tartışa tartışa bu işi çözeceğimize inanıyorum.
"DALGALI KUR REJİMİ SÜRECEK"
Kur rejimi şartlarına göre değişir. Bu öyle
zaman olur ki, sabit kur rejimi isabetli olur ama öyle bir
zaman olur ki dalgalı kur rejimi o ülkenin şartlarında isabetli olur Ben bunu şuna benzetiyorum dere yatağında akar, bu yatağı zorlarsanız oradan da felaketlere sebep olursunuz. Hiç şartları zorlamadan bırakın o dalgalı kur rejimiyle süreç devam etsin Bizim şeyimiz şu anda dalgalı kur rejimiyle
biz akışımızı devam ettiririz. Bu şekilde de devam ettiriyoruz.
"ABD PATRIOT'LAR İÇİN UYGUN BİR TEKLİF VERMEDİ"
(ABD'nin Patriot teklifi) Teklif yapıldı ama teklif Rusya’nın yaptığıyla mukayese edilemeyecek kadar maalesef ağır bir teklifti. Ama ABD’ye sorarsanız onlar uygun diyor. Değil. Eğer burada kazan kazan esasına göre yapacaksak
biz de burada ülkemizin menfaatlerini düşünmek zorundayız. Buna baktık ve maalesef buradaki dengelere baktığımızda istenilen dengeyi göremediğimiz için dedik ki uygun değil ne kredi şartları, ne ortak üretim, ortak üretimi yaşamadıktan sonra bunun benim için bir anlamı yok. Yanı ben pazar olayım siz de üretici olun yok böyle bir şey.
"KABİNEDE DEĞİŞİKLİK GEREKECEKSE HIZLA ADIM ATARIZ"
(Kabine revizyonu iddiaları) Medyadan gelen taleplerle kabine değiştirmeyiz. 25 kişilik kabineyi zaten 15’e indirdik. Ama herhangi bir değişiklik gerekecekse bunun adımlarını da süratle atarız.